seni bir gün en yakının ele verirse eğer,
öğren susmasını ve ağlamamasını.
bir kavanozun içinde mavi bir gül
yetiştir her gün daha çok yaşayan.
bir masalın ağzını kapat ve yat
geniş odalarda. bir oksijen çadırında.
ona kötü bir şey olsun istedim.
bana aşık olsun istedim.
lale müldür
ama o çoktan savaş gemilerini alıp gitmiştir. sen hala saklandığın yerdesindir.
Friday, August 7
Thursday, August 6
Eeee...
Taşlar yerlerinden kayınca
eski yerlerine oturtmaya çalışabiliriz,
taşlardan biran önce kurtulmak isteyebiliriz
ya da taşları düzennsizce terkedip yeni bir nehir arayabiliriz.
Taşları illede yönetmeli miyiz ki? Hep herşeye hakim olmalı mıyız?
Ama hakim olmadığımız için oynadılar yerlerinden,
yoksa başkalarımı geldi dağıttı taşlarımızı,
alıp başka başka nehirlere attılar biz uyurken
yada biz uyumayı mı seçtik?
Taşlarla oynamayı mı sevdik? Yanyana durmayacak taşları zorla üstüstemi dizdik?
Ve şimdi taşları düzgün sandığımız başka nehirlere doğru koşmaktan başka çare kalmadı mı?
Peki, yeni nehre götürsek taşlarımızı
hep birlikte yenilensek ve
sırayla atsak ait oldukları, ait olmak istedikleri yerlere
Sorumluluk duygusu
Taşlar
Nehirler
Okyanuslara açılma vakti gelmiş geçiyor.
Subscribe to:
Posts (Atom)