Tuesday, June 23

Su gorsele bakip, evet iste ayne benim durumum diye dusunen blog severlerimin yuzdesinin bir hayli yuksek olduguna eminim. Eskiden staj yaptigim bir sirkette anlatilan bir hikayede, sirket calisani patronun gozune girebilmek icin, isten cikarken bilgisayarini acik birakiyor, koltugunu hafifce yana dogru ceviriyor ve ceketini koltugun arkasina asiyor. Boylece gece gec saatte ofisten cikan patron, calisaninin halen iste oldugunu, muhtemelen tuvalette oldugunu dusunuyormus. Kaypak zeka, hem patronun gozune giriyor hem de kendine zaman ayiriyor.

Oglen saati yemege cikmayan cunku her daim rejimde olan ruhsuz direktor ofisin icinde dolasip durum tespiti yapiyor, yemek yerken gorduklerinden aninda gereksiz isler istiyor, masasinda olmayanlari aklina not ediyor. 1:30'da tekrardan dakik bir tur yapiyor ve masasinda olanlara e-mail atmak icin ofisine kosuyor. 'yemek saatlerine uyalim lutfen'. E-mail'i alan karni tok ama stresli, bir onceki gun patron evinde misildarken, gece yarisina kadar ofiste kalmis, anlik motivasyon seviyesi eksilerde seyir eden kole...........

Bu sekilde gozlemledigimiz, obsesif, deli, paranoyak, is bilmez, koltugunu cogu kez haketmeyen, bazen hazmedemeyen, mutluluk fakiri patronlarla nasil bas edilecek? Daha da onemlisi nasil farketmeden onlara benzememizin onune gecilecek?

1 comment:

  1. Kendine guveni olan bir patron bu dediklerinle ugrasmaz. Cunku duzen ve oteriteyi saglamanin daha etkin yollari vardir.

    Dedigin patronlarla bas etmek cok zor degildir. Cunku ancak bir insana deger verirsen onun soyledikleri ve yaptiklarini umursarsin. Bir insana insan oldugu icin deger vermek dogru degildir. O insanin senin verdigin degeri/saygiyi hak etmesi gerekir. Eger patronuna deger vermiyorsan o zaman ne soyledigi sozu ne de yazdigi emailleri ne de etrafta bagrismalarini duy. Bilgi topla ve vakti geldiginde kafasini ez veya baska bir sirkete gec.

    ReplyDelete