Monday, September 14

Neler olmus bitmis?







iPod moduna gecilmistir. Aitlik hissi iste. Ne zamanki "ya buaralarda bir yerde iste" cumlesini kurup, muzigi sonuna kadar acip yurumeye, yan komsunun oksurugunun rutinligine kil olmaya basladim o zaman sevdim simdilik minik enstantanelerden, uc bes sakadan, ve bir kac kelime ispanyolcadan ibaret olan hayatimi. Sehre ait olmak icin her sokagini her girdi ciktisini bilmek gerekir mi diye dusunuyorum? Yoksa ait olmak icin sadece sevmek yeterli oluyor mu? Biraz bilmek, biraz sevmek, cok merak etmek... ve kendinden birseyler bulmak. Bir de kendini sevdirmek sehre, bakkala, okula, denize, evine... Bir fincan kahveyi hakkini vererek icebilmek. Burda olmak icin olmak degil; baska yerleri ozlemeden once yeni bir ev yaratmak.

Ve tabii ait olmanin basladigi yer benim icin kaybolmak... Kaybolmak her ne kadar kontrol sever mekanizmama uygun olmasada, soguk kanli, sakin yaklasimim icin birebir bir aliskanlik. Sevmedigim bir yerde hic kaybolmadim. Kaybolmak icin huzur, dalginliga ihtiyacim var. Ucuran mutluluklar, fazla dusunduren zorluklar, yada sadece hayaller... ve gozlerimi acmayi hatirladigim an uzun bir suredir gorduklerimin olmasi gerekenden cok farkli oldugunu farkediyorum. Kaybolmakda benim bir parcam, aitlik diyordum ya iste aynen o! Cok guzel bir yere gittim gecen gun, "La Foresta". Hani biraz daha gitsem belki "Madrid" yazicaktim, oyle uzak...

"Ben boyleyim"lerle kendi saglamlastirirken bir yandan da raflari yeni kisilerle, yeni sorularla, yeni cabalarla minik minik doldurmaya baslamanin zorlugu ve nesesi yeni bir hayatin ve daha once bahsettigim buyumenin en guzel yaniymis. Butun farkliliklar icinde farklilardan olmakmis.


Wednesday, September 2

Avokadonun Gölgesinde


Tahmin ettiginiz gibi...
aksamustu serinligi
Dave Brubeck 'Like someone in Love'
Barselona'da ki yeni evimde çoook huzurlu birgün.

Ufaktan bir huzursuzluk var. İsmi Trinidad. Ufak tefek şeker görünüyor... Kendisi Barcelona'da tavsiye üzerine evi silip süpürecek olan kişi ancak henüz İspanyolca veya Katalanca'ya hakim olamadığımdan onu içeride kendi haline bıraktım. Ay yok bırakamadım gidip bakıcam ne yapıyor diye. son yarım saattir sadece hiç de kirli olmayan ocağı temizlemeyi uygun görmüş. Bir de beni markete gonderdi, biseyler siparis etti. Kisacasi blog sarap keyfimi ...etti :). Mahalleli artık beni tanıyor, işaretle anlaşmaya çalışan dünyalı olarak. Anneannem tadında bir komşum var. Birazdan aşağı çorba getirecek sanki.

Gelecek 2 yıl için bugün enerji topladım. Sanki doğma büyüme Barselonalıyım da etrafı görüp keşfetmeye ihtiyacım yok gibisinde bütüüüüün gün evde oturdum. Pilav fasulye diyetine geri döndüm, bir süre elimden başka yemek çıkmayacak gibi. Bahçemden incir koparıp yedim. Biraz domates ektim, yanına az biraz nane(!). Ispanyolcamı bahçedeki çiçeklerle geliştirebilirim belki. Bu bahçede oturunca insanın pek dışarı barlara diskolara akası gelmiyor, hal böyleykende İspanyolca için tek adres 2. anneanne yada avokado ağacı...

Mekanım distrito de Sarrià-Sant Gervasi ile Gracia arasında. Gracia entelimsi barların olduğu salaş bir yer (hani evden çıkmıodum?) Gervasi ise daha residential, daha temiz -posh- bir semt. İki yer arasındaki stratejik konumumun önemi şudur ki -her teldenim-

Kocaamann bir İspanyol grupla yemeğe çıkıyorum şimdi. byebye avokado.