Thursday, November 12

Aaa ben Barselonadaymisimlardamisinizki ?


MBA insan hayatini somurebiliyormus. Ilk 2 ayda bunu gorduk, yazdik, anlattik, yasadik. Dunyanin en 'tatli' sehrinde mba yapmak inanin Amerika'nin kervan gecmez bir koyunde okumaktan kat be kat daha zor. Sol kol kitaplara uzanirken sag kol sarabi dengede tutmaya calisiyor. Surekli bir ic savas, ben kimim, burda ne yapiyorum, hayat bumudur, degilse nedir sorulari beyinde cirit vaziyetinde.

Taa ki... Kendimizi La Champagneria'ya atip Lupin ile bir sise rosa cava - pembe ispanyol icadi sampanya- ile tum dertlerimizden kurtulana kadar. Kapidan adim atar atmaz, ki atabilirseniz, kendinizi bir yeme-icme savasinda gibi hissedeceksiniz. Cok sukur tapa yemek zorunda kalmadan sampanya icebileceginiz bir mekandasiniz! Konsept: sandwich ve sampanya. Yaninizda zat ile mesafe sifir, nerdeyse ayni hava partikulunu soluyor, havada ucusan ekmek kirintilarini paylasiyorsunuz. Hincahinc tabiri bu mekanda kendini buluyor. Bir o kadar ilginctir ki, mekandan ayrilmak istemiyorsunuz. Bir sise iki sise derken, dunya pespembe, etrafinizdaki muthis kalabalik ve ilkel yeme sartlari evinizde gibi hissettiriyor. Yakin zamana kadar sadece yerliler tarafindan bilinen bu hazine kisa zamanda turistler arasinda muthis populer olmus. Fakat mekan yerli orjinal havasindan hicbirsey kaybetmemis. Barselona'nin beach ve tapas dan ibaret oldugunu zannedenler icin kesinlikle yasanmasi gereken bir deneyim. Burayi ve bu konsepti severseniz bence Barselona'yi tam anlamiyla yasamis ve sevmis olursunuz. Etrafinizi umursamadan, kendi keyfinize odaklanip gercekten dunyayi pespembe gormek icin bir sans! Hepimiz biliriz sonsuz kumsalda denize bakarak keyif yapmayi... Ama guzel sohbet, neseli insanlar ve sudan ucuz cava ile champagneria vazgecilmezligini kanitliyor....