Thursday, June 25

Istanbul ve Biz


Istanbullular olarak dilimize yapismistir 'istanbulun cilesi' lafi. Yazin, kisin, iste, trafikte, okulda gerek beynimizin icinden gerek etrafa haykirarak sikayet ederiz bu sehirden. Kalbimiz kirildigi, mutlulugun eteklerimizden kayip gittigi an, akintiya kaptirdigiiz duslerimizla birlikte bir sise sarap ile bogazda aliriz solugu. Suclu Istanbul'dur. Hayallerimizi o yikmistir, sevgiyi o yok etmistir. Of Istanbul diye ic cekilir.

Mutlu olamazsak bir turlu, istedigimiz isi yapamaz, istedigimiz yere gidemez, istedigimiz saygiyi goremez, ardiardina kapanirsa kapilarimiz, Istanbul bizi mutlu edememistir. Sehri suclariz, bogaza gitmeyiz, o yokustan cikmayiz bir daha cunku o yokustan yuvarlanmistir isiltilarimiz.

Ya sen? Sen oldugun yerde durmussundur da Istanbul mu getirmistir umudu umutsuzlugu ayaklarina? O mu cekip almistir genclik hayallerini? "bu şehir insana tuzak kuruyor bu şehir insanı uzak kılıyor bu şehir insanı hayli yoruyor bu şehir insanı hep kandırıyor" mudur?

Kusku, korku, guvensizlik degil midir seni yoran, inciten, aldatan? Kosup gitsen baska bir diyara pesini birakacak midir guvensizlik? korku? minik bir yolculuk yetecek midir cesaretini geri kazanmaya?

Bir dizi estetik ameliyat gecirsen, adini degistirsen Istanbul'un gunahlarini silebilecek misin? Istanbul'u ornek almaya ne dersin? Icindeki butun olumsuzluklara, kasti zararlara, onu suclayanlara, hoyrat davrananlara ragmen herzaman safligini, huzurunu sana sunmaya cesareti olan Istanbul... Firtinalarin karsisinda hep dimdik durmus Istanbul biraz olsun sana cesaret vermez mi? Galata'da bir opucuk butun duslerini su yuzune cikartmaz mi?

No comments:

Post a Comment